Ana Sayfa Arama
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya

Kömürden çıkış maliyeti belli oldu

“Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye

“Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” raporunda Türkiye’nin kömürden çıkış maliyeti ortaya çıktı. Raporun öne çıkan bulgularına göre; kömürlü termik santraller lisans sürelerinin sonuna kadar toplamda 45 milyar dolarlık zarar ediyor.

İSTANBUL (İGFA) – Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve E3G “Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği” isimli yeni rapor ile Türkiye’nin kömürden çıkışının maliyetini santral özelinde inceleyerek ortaya koyuyor. Elektrik sektöründe kömürden vazgeçilmesinin önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen finansman konusunu derinlemesine inceleyen rapor, aşamalı olarak kömürden yenilenebilir enerjiye geçişin potansiyel finansman mekanizmalarını irdeliyor.

Rapor, Türkiye’de bugüne kadar kömürden çıkışın teknik olasılıklarını ve ekonomik boyutunu ortaya çıkaran çalışmaları bir adım öteye taşıyor. Yakın zamanda uygulamaya konulması planan karbon fiyatlaması sonucunda santrallerin hâlihazırda düşmekte olan kârlılıklarını sürdüremeyeceklerini ortaya koyan rapor, Türkiye’nin 2053 net sıfır patikasına erişebilmesi için emekliye ayırması gereken kömürlü termik santrallerin muhtemel finansman ihtiyacını da belirlemeyi amaçlıyor.

RAPORDA ÖNE ÇIKAN BULGULAR ŞÖYLE:

  • Raporda, 2035 yılında kadar elektrik üretiminde AB ETS’nin mevcut karbon fiyatının üçte biri baz alınıyor, 2035 sonrası ise AB ETS karbon fiyatının yarısına kadar yükselen aşamalı bir karbon fiyatı uygulanması öngörülüyor. Bu durumda, 30 santralden ikisi dışında hiçbir kömürlü termik santralin kârlılığını sürdüremeyeceği sonucuna ulaşılıyor.
  • Santrallerin bu koşullar altında çalışması durumunda, zararın boyutu 40 yıllık senaryoda 13,5 milyar dolar, lisans sonuna kadar çalışmaları durumunda ise 44,5 milyar dolara ulaşıyor. İşletmecilerin zarar eden bir operasyonu sürdürmeleri beklenmediğinden söz konusu santrallerin âtıl varlıklar haline geleceği öngörülüyor.
  • Santrallerin lisans sürelerinin sonuna kadar işletmede kalacakları süre boyunca ortalama yıllık sağlık maliyetinin 10 milyar dolar seviyesinde olduğu görülüyor.
  • Önce ithal kömürle çalışan santraller devre dışı kalıyor

Bu arada raporda yer verilen kömürden çıkış senaryosuna göre, 2021-2035 yılları arasındaki dönemde, elektrik üretiminde yerli kaynakların payı yüzde 51,3’ten yüzde 73,6’ya yükseliyor ve tamamı yerli ve yenilenebilir kaynaklardan oluşurken, olağan senaryoda ise yerli kaynakların (yenilenebilir ve yerli kömür) payı 2035 yılında ancak yüzde 59,2’ye ulaşabiliyor.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFIA) Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye için teknik olarak mümkün ve küresel gelişmeler doğrultusunda kaçınılmaz olan kömürden aşamalı çıkış planlarını geciktirmenin olası olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçları üstünde durdu.

SEFIA Finansal Araştırmalar Direktörü İbrahim Çiftçi ise Türkiye’nin de faydalanabileceği kömürden çıkış mekanizmalarına dikkat çekerek, kömürden çıkışın net sıfır hedefi doğrultusunda karbonsuzlaşmanın başlayabileceği en uygun alan olduğunu belirterek, “Kömürden çıkış için bugün uluslararası arenada Türkiye’nin de faydalanabileceği Kömür Emeklilik Mekanizmaları (Coal Retirement Mechanisms – CRM) ya da Kömür Geçiş Mekanizmaları (Coal Transition Mechanisms – CTM) gibi birçok girişim bulunmaktadır. Türkiye, yeni kömürlü termik santral planlaması yapmak yerine enerjide arz güvenliğini korumak, yüksek borç oranlarına sahip bir sektör olan elektrik sektörünün devamlılığını sağlamak ve bu sektörde yaşanacak bir krizin bankacılık sektörü ile girdi sağlayan ikincil sektörleri de etkileyerek ekonomisini tehdit etmesinin önüne geçmek için, bir an önce net sıfır hedefi ile taahhüt etmiş olduğu geçişin planlamasını yapmalıdır” diye konuştu.

Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği adlı raporun detaylarına ulaşmak için tıklayabilirsiniz

ANKARA (İGFA) – Sanayinin dört
Sıradaki Haber Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 33,09 artış kaydetti